Muğla 1 Şubesi

Şimdi, yeni bir 'besmele' zamanı

81 il ve 350’yi aşkın ilçede düzenlenen “Memur-Sen’e Davet, Tercih Evet” buluşmalarının finali İstanbul’da büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un da katıldığı programda konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 15 Temmuz’daki nöbetin 16 Nisan’da ‘evet’ ile taçlanması için sahaya çıktıklarını belirterek, “81 il, 100 ilçe hedefledik, 350 merkezi aştık ve yüz binlerle buluştuk. Şimdi son bir ‘hervele’, yeni bir ‘besmele’ zamanı. Bir kişiden ne olur diyemeyiz. Biz birlerin hikâyesi ve bereketiyiz” dedi.



 

Büyük coşkunun yaşandığı programa, Memur-Sen Genel Başkan Vekili Metin Memiş, Genel Başkan yardımcıları Günay Kaya, Hacı Bayram Tonbul, Mehmet Emin Esen, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen, Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan, sendikaların genel başkan yardımcıları ve Memur-Sen İstanbul İl Temsilcisi Durali Baki, Memur-Sen’e bağlı sendikaların şube başkanları ve yönetimlerinin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.



 

Kurtulmuş: Memur-Sen’i tebrik ediyorum

Programda konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, haftalardır Anadolu’nun her yerinde birçok toplantı ve mitingde vatandaşlarla yüz yüze görüşmeler yaptığına işaret ederek, “Evet”lerin her hafta arttığını, 16 Nisan’da da en üst seviyeye çıkacağını söyledi. Kurtulmuş, “Türkiye’de anayasa çalışmalarının hepsini başından itibaren bilen birisi olarak söylüyorum. AK Parti’nin anayasa çalışmalarının hiçbirisinde bir eyalet sistemi konusu gündeme gelmediği gibi, hiçbir metninde de böyle bir tartışma söz konusu olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır” şeklinde konuştu.

Memur-Sen’in düzenlediği toplantıların bazılarına katıldığını dile getiren Kurtulmuş, başta Genel Başkan Ali Yalçın olmak üzere, bütün Memur-Sen camiasını ‘evet’ kampanyasına katkılarından dolayı tebrik etti.



 

‘Evet’le sırtımızdaki yükleri bırakarak yolumuza devam edeceğiz

Türkiye’nin tarihi bir dönüm noktasından geçtiğini belirten Kurtulmuş, bu anayasa değişikliğinin öneminin şu an kavranamayabileceğini ancak değişikliğin birkaç sene sonra daha iyi anlaşılacağını kaydetti. Kurtulmuş, Türkiye’nin bu değişiklikle birlikte hem yeni bir hükûmet modeline kavuşacağını hem de bu ‘evet’ ile birlikte sırtındaki bütün yükleri bir kenara bırakıp, koşar adım yoluna devam edeceğini vurguladı. Türkiye’yi 16 Nisan sürecine getiren, bu konuda emeği olan bütün siyasetçileri şükranla yâd ettiklerini ifade eden Kurtulmuş, 16 Nisan’ın tabandan, milletin ortaya koyduğu değişim hareketinin bir sonucu oluştuğunu kaydetti.



“Hayır” cephesi tarafından ilk olarak “Rejim elden gidiyor” tartışmaları başlatıldığını anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rejimi değiştirmeye yönelik en ufak bir madde yok, rejim falan değişmiyor’ dedik ancak onlar bastırdılar. Ama mesele şuydu, ne zaman bu memlekette zihniyetin değişmesi ve millet iradesinin hâkim olması anlamında adım atılırsa bu beyler, eski Türkiye’nin bu mantığını taşıyan bu adamlar, ortaya çıkar, ‘rejim elden gidiyor’ derler. Aslında elden gidenin rejim olmadığını, bu vesayetçi sistemin adamlarının elindeki imtiyazlar olduğunu gayet iyi bilirler ve o imtiyazları kaybetmemek için ortalığı ayağa kaldırırlar.”

“Tek adamlık getiriliyor” tartışmalarına da değinen Kurtulmuş, “Yüzde 50 artı 1 ile tek adam olur mu? Milletin iradesinin ortaya çıktığı yerde, millet iradesine rağmen tek adamlık olur mu? Tek adam getirmiyoruz, yönetimde çift başlılığı ortadan kaldırıyoruz dedikçe, radyo konuşmasındaki gibi bazı yanlışlıklar yaptılar ama sonuçta tek adam meselesi de tutmadı” ifadelerini kullandı.



 

Bazı çevreler asıl meseleyi saptırıyor

Özellikle son birkaç gündür sürdürülen bir başka tartışmanın, bazı çevrelerce rotasından saptırıldığını belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Maalesef bazı çevreler, Türkiye’de bu anayasa değişiklik teklifinin içerisinde sanki eyalet sistemiyle ilgili bir teklif varmış gibi konuyu saptıracak ve ‘evet’ noktasına gelmiş olan insanların zihinlerinde şüpheler uyandıracak bazı sözleri özellikle sosyal medya üzerinden yayıyorlar. Türkiye’de anayasa çalışmalarının hepsini başından itibaren bilen birisi olarak söylüyorum. AK Parti’nin anayasa çalışmalarının hiçbirisinde bir eyalet sistemi konusu gündeme gelmediği gibi, hiçbir metninde de böyle bir tartışma söz konusu olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Bunu açıkça ortaya koyalım. Yine böyle bir şey buldular ya sosyal medyada, yine mal bulmuş gibi sarılıyorlar, ‘Efendim AK Parti ile MHP’nin yaptığı müzakerelerde bu konu gündeme geldi.’ Külliyen yalandır, mesele, konu saptırılıyor. AK Parti ve MHP’nin anayasa görüşmeleri sırasında da bu konu hiçbir şekilde gündeme gelmemiştir. Ondan önceki döneme gidin, AK Parti, MHP, CHP ve HDP’nin katıldığı anayasa komisyonunda da eyalet sistemiyle ilgili bir konu mutabakata varılmamış, böyle bir konu gündeme gelmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı. Türkiye’de biz her zaman birliğin, beraberliğin, bu ülkenin bölünmez bütünlüğünün teminatı olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Bizim için bu toprakların her yeri birdir. Şırnak ne kadar bizimse Ankara da, İstanbul da o kadar bizimdir. Trabzon ne kadar bizimse Şanlıurfa da o kadar bizimdir. Edirne ne kadar bizimse Iğdır da, Van da, Bitlis de bizimdir. Hiçbirisinin bir diğerinden farkı yoktur. Vatan bölünmez bir bütündür ve hepsi Türkiye’nin bir parçasıdır. Ne bu teklifin içerisinde ne daha önceki Meclis Anayasa Komisyonu çalışmalarında ne de AK Parti’nin kendi parti çalışmalarında eyalet sistemi mevzubahis olmuştur. Böyle bir sistem teklif edilmemiştir. Kim bunun zıddına bir şey söylüyorsa, bu AK Parti’nin, resmi görüşü değildir. Ayrıca böyle bir konunun mevzubahis olması da mümkün değildir.”



 

Yalçın: 16 Nisan, Türkiye'nin vesayetten arınma tarihi

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 16 Nisan’ın, Türkiye’nin vesayetten arınma, milli iradeyi, millet iradesini tahkim etme, hakemin de, hâkimin de millet olduğu bir zemine geçme tarihi olduğunu söyledi.

Ülkenin vesayetten arınmasının, kalkınması anlamına geldiğini vurgulayan Yalçın, “Son toplu sözleşmede 213 kazanım elde ettik. Fakat aradan geçen süreçte siyasetteki dalgalanmalar, 15 Temmuz gibi darbe görünümlü işgal hareketi ve Türkiye’deki ekonomik operasyonlar, küresel spekülasyonlar bizim aldığımız kazanımlar kaldı mı ki tartışmasını beraberinde getiriyor. Bu ülkenin sorunu istikrar. Bu ülke yönetsel istikrarı yakalarsa bizim ekmeğimiz büyüyecek, mutfağımıza giren pay artacak, yoksa yerinde saymaya devam edeceğiz” dedi.



 

Mazlumların hukukunu ayağa kaldıracağız

“Avrupa denilen köleci düzenin üzerindeki yaldızlar döküldü” diyen Yalçın, şöyle devam etti: “Altından sağıyla soluyla sığınmak zorunda kaldıkları kilise ve faşizm anıtı çıktı. Tarihi bir dönemeçteyiz. Ezberlerden oluşmuş kulelerin yıkılma zamanı şimdi. Köhne dünyanın çürümüş sütunları çatırdıyor. Vesayetin çarkları kırılıyor artık. Yarasalar vesayet mağarasının dehlizlerinden kirli kelimeler fırlatıyorlar. Türkiye güneşi en berrak şekilde mazlum coğrafyaların üzerine doğuyor. Alman Medyası: ‘Evet Çıkarsa Türkiye 63 Ülkenin Lideri Olacak’ diye yazıyor. Suriye, zihnimiz kadar uzak. Irak, gönlümüz kadar yakın. Haritalarla üstü örtülen Afganistan, biziz. Arakan, Moro ve daha nice kardeş yurtlar, emperyalizmin kelimeleriyle örülmüş sahte sınırlar kadar uzak bize. Kireçle boyanmış beyaz taşların sanal sınırlar olduğunu, gönül coğrafyamızın, medeniyet coğrafyasının meftunları olduğumuzu unutmadan, Zulmü akredite eden küresel mevzuat söylevlerine karşı, ‘dünya beşten büyüktür’ iradesine sahip çıkacak, küresel çirkefe karşı hakkı haykıracak, mazlumların hukukunu ayağa kaldıracağız.”



 

15 Temmuz'daki nöbet, 16 Nisan’da ‘evet’ ile taçlansın diye sahadayız

Olayları yanlış yorumlayanların geçmişte de vesayet düzeneklerini yapanlar olduğunu kaydeden Yalçın, “Cumhuriyet elden gidiyor” diye haykıranların, 1960 darbesinin arkasında yer aldıklarını ifade etti. Yalçın, “Darbeye bayram diyenler ve ders kitaplarına yazıp kutlatanlar onlar. 61 Anayasası’na ‘Özgürlükler Anayasası’ diyenler onlar. Fakat ne hikmetse, 60 darbesi bizzat Cumhuriyete vurulan bir darbedir. Daha açık bir ifadeyle, Cumhuriyetin bağımsızlığını NATO’ya veren darbe ‘27 Mayıs Darbesi’dir. 61 Anayasası NATO’cu vesayetin mevzuatıdır. 12 Eylül Anayasası da, bu mevzuatın yenilenmesinden ve tahkimatından ibarettir. Yani ‘Neo-liberalizm’in tahkimatıdır. 28 Şubat içeriden bir müdahale değil, dışarıdan içeriye müdahaledir. 27 Nisan ‘e-muhtıra’da kısık sesle yoklama alıp nabız ölçtüler. Şapkayı alıp kaçmak yerine kürsünün başına geçen siyasetçi profili doğru bir duruştu. 15 Temmuz’da ülkemizi işgal etmeye çalışanlara karşı ‘Halkın Gücünün Tankın Gücüne Galebe Çalması’ onurlu bir meydan okuyuştu. ‘15 Temmuz’daki nöbet, 16 Nisan’da ‘evet’ ile taçlansın diye sahadayız. Ter akıtıyoruz. 81 il, 100 ilçe hedefledik. 350 merkezi aştık ve yüz binlerle buluştuk. Şimdi son bir ‘hervele’, yeni bir ‘besmele’ zamanı. Bir kişiden ne olur diyemeyiz. Biz birlerin hikâyesi ve bereketiyiz” ifadelerini kullandı.

Yalçın, Genel Yönetim Kurulu üyelerime, genel başkanlara, Engelli ve Kadın komisyonlarına, Emekli Memur-Sen ve Genç Memur-Sen’e, Memur-Sen İl temsilcilerine, şube başkanlarına, ‘teşkilatımızın özsuyu üyelerimize’ ve bu süreçte “Memur-Sen’e Davet, Tercih Evet” programlarına katılan konuklara ve katılımcılara ve programlarını takip eden basın mensuplarına teşekkür ederek, sözlerini tamamladı.



 

Baki: Anadolu’nun Umudunu Artırıyoruz

Memur-Sen İstanbul İl Temsilcisi Durali Baki ise, yaptığı selamlama konuşmasında, Anadolu’nun umudunu artırdıklarını, hayallerini güçlendirdiklerini dile getirerek, şunları söyledi: “Daha özgür ve güçlü bir Türkiye için, ülkemiz ve milletimiz için, daha adil bir dünya için Memur-Sen’i daha da büyütmeliyiz. Bu bilinçle ‘Memur-Sen’e Davet’ seferberliği başlattık. Sendikaların üye sayılarının güncelleneceği 15 Mayıs’a kadar hedefimiz 1 milyon 111 bin 111 üyeye ulaşmaktır.”