Eğitimde ayrıştırıcı değil, bütünleştirici politikalara ihtiyaç var

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, toplumun kültürel birikimini geliştirmenin ve ideal nesiller yetiştirmenin bir devletin en önemli istiklal ve istikbal yatırımı olduğunu vurgulayarak, “Bu da iyi bir eğitim sistemi ve öğretmenlerle mümkündür. Eğitim sisteminin arızalarının, yanlış politikaların faturasının öğretmene kesilmesi, itibar kaybını daha da derinleştirmektedir. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılması, en temelde öğrencinin eğitimine olumsuz yansımaktadır. Eğitimde ayrıştıran, ötekileştiren değil, birleştiren, bütünleştiren, motive eden politikalara ihtiyaç var” dedi.



 

Ankara 2 ve 4 No’lu şubelerin Kızılcahamam’da yaptığı işyeri temsilcileri toplantısında konuşan Ramazan Çakırcı, günübirlik kararlarla, ortak akılla şekillenmeyen uygulamalarla, kalıcı olmayan sistemlerle yol almanın, aydınlık yarınlara yelken açmanın zor olduğunu ifade ederek, eğitime ilişkin politikalar geliştirilirken, eğitim çalışanlarının hassasiyetlerinin, beklenti ve taleplerinin, eğitimin paydaşlarının eleştiri ve önerilerinin baz alınması gerektiğini, aksi hâlde sorunlara kalıcı çözüm bulmanın mümkün olmayacağını söyledi.

Dijital çağın fertleri hazırlıksız yakaladığı bir dönemde, nesillerin yetiştirilmesinin çok daha fazla önem arz ettiğine dikkat çeken Çakırcı, “Bu yeni süreçte bizi bekleyen tabloda nesillerin kaybolup gitmesi istenmiyorsa, öğretmenlik mesleğinin bir istiklal ve istikbal meselesi olduğu kavranmalı ve buna göre hareket edilmelidir” şeklinde konuştu.

Öğretmen performans değerlendirmesinden vazgeçilmesinin herkesin hayrına olacağını dile getiren Çakırcı, eğitimcilerin motivasyonunu olumsuz etkileyecek söz konusu uygulamaya şiddetle karşı olduklarını kaydetti.

Mülakatla öğretmen atama yönteminden vazgeçilmelidir

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasıyla birlikte Türkiye’deki öğretmen istihdamı süreçlerine sözlü sınav aşamasının da ilk kez dâhil edildiğini söyleyen Çakırcı, “Tek başına sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir problem iken, atanan/atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, yıllarca emek vererek okumuş ve birçok yazılı sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca bir kaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Kamuya az sayıda personel alımında uygulanan mülakat ve üç katı kuralının, Milli Eğitim gibi, bir alımda birkaç bin alım yapan bir kuruma uygulanması mümkün değildir. Nitekim bugüne kadar ki uygulama, atanan öğretmen sayısının iki katı tutarında devlete ve Bakanlığa küskün ve toplumdan dışlanma tehlikesi yaşayan bir mağdur kitlesi oluşturmuştur. Yeni personel alımı tercihinde, mülakat uygulaması yerine daha adil, ehliyet ve liyakat ölçülerine göre bir istihdam yeniden düşünülmelidir” ifadelerini kullandı.

İyi ve başarılı gençlerin yetişmesi için nitelikli bir müfredat elzemdir

Müfredat konusuna da değinen Ramazan Çakırcı, son yıllarda müfredatta önemli değişikliklerin yapıldığını fakat bunun yeterli olmadığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Müfredat, şimdi yeniden şekillenen bir dünyada, ayağı bu topraklara basan ve fakat dünyayı da süzecek dimağların oluşturulması için yeniden ele alınmalıdır. İyi ve başarılı gençlerin yetişmesi için nitelikli bir müfredat elzemdir. Bu nedenle, eğitimden başlayarak bütün kurum ve kuruluşlarımızda paradigma değişikliğine ihtiyacımız var. Sahneyi değiştirmeden oyun kurmamız mümkün değilse, bu yönde güçlü adımlar atmak mecburiyetindeyiz. Yoksa yeni kurulmak istenen dünyada özne değil, nesne olmaya mahkûm oluruz.”

Eğitim-Bir-Sen Ankara 2 Şube Başkanı Levent Köse ve 4 Nolu Şube Başkanı Tekin Korku da birer konuşma yaparak çalışmaları hakkında bilgi verdi.