Vicdanlar ENGELLİ Olmasın.
Memur-Sen Konfederasyonu Muğla İl Temsilciliği Dünya Engelliler Günü kapsamında , engelli üyeleriyle öğle yemeği programında bir araya geldi.
Programa Memur-Sen Konfederasyonu Muğla İl Temsilcisi Önder Uçak, Memur-Sen Muğla Engelliler Komisyonu Başkanı Aytaç YALÇIN, Diyanet-Sen İl Başkanı Bülent ÜZÜM, Bayındır Memur-Sen Temsilcisi Cengiz ÇAVUŞ, Eğitim Bir-Sen Şube Başkan Yardımcısı Coşgun DURGUT, sendikaların yöneticileri ve üyeler katıldı.
Açılış konuşmasında İl Başkanı Önder Uçak; “Kim engelli, kim değil? Engeli koyan mı, hayatı zorlaştıran mı engelli? Yoksa bütün zorluklara rağmen hayatı yaşanılır bulan ve hayata bir şeyler katmaya çalışan mı engelli? Üreten ve hayatımıza değer katan, hayatı güzelleştiren dostlarımızla buluşmaktan çok mutluyuz.” diye başladığı konuşmasına “bu organizasyonun asıl maksadının engelli kardeşlerimizin ne gibi sorunlarla karşılaştığı ve bu sorunlara ne gibi çözümler getirebileceğimizi istişare etmektir” Dedi.
Diyanet -Sen İl Başkanı Bülent ÜZÜM; Camilerimizin ve dini mekanların engelli vatandaşların inançlarını yerine getirme noktasında hayatını kolaylaştırmaya yönelik adımların atıldığını belirtti. Bayındır Memur-Sen Temsilcisi Cengiz ÇAVUŞ; Memur-Sen Engelli Komisyonu’nun çalışmalarını hızlandırarak ilimizde ve ülke genelinde yaşanan sorunların bizzat bu sorunları yaşayanlar tarafından dile getirilmesinin daha etkili olacağını belirtti.
Programda söz alan Muğla Memur-Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Aytaç YALÇIN ; Yemek organizasyonunda bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu ifade ettiği konuşmasında, Tarih “hayatın engellerle dolu olduğu” noktasında ortak kabul üreten insanlığın, “bedeni ya da zihni engeli bulunan insanın” kabulüne yönelik ortaklık oluşturmakta çekingen davranmayı tercih ettiğini doğrulayan olgu ve olaylar barındırıyor.
Türkiye, engeli bulunan bireylere yönelik özellikle son on yıllık süreçte gerek mevzuat gerekse uygulama boyutuyla hayata geçirdiği değişim ve gelişimlerle bütün bunların çok ötesinde ve ilerisinde bir noktadadır. Fakat, medeniyetimizin “insanı yaşat ki, devlet yaşasın” bakışının hakkını verme perspektifiyle baktığımızda, engeli bulanan bireylerin haklı beklentilerinin, teklif ve taleplerinin tam anlamıyla karşılandığını söyleyecek durumda değiliz.
“Sakat”, “özürlü” ifadeleri yerine “engelli” kavramının tercih edilmesinde isabet kaydedilirken “engelli insan” tanımlamasıyla, engelin bedeni ya da zihni yetilere/yeterliklere ilişkin olması sınırlılığını göz ardı edip insanı bütün yönleriyle engelli ilan etme hatasından henüz tam olarak kurtulmuş değiliz.
Eğitim sistemimizde, engeli bulanan bireylere yönelik önemli adımlar atıldı, atılmaya devam ediyor fakat eğitimdeki bu gelişme, üretim süreçlerine katılım, yönetim süreçlerine katkı, yönetim makamlarında yer alma noktasında engeli bulunan bireylere yönelik kapsayıcı politika ve uygulamalar noktasında hala eksiklerimiz var.
Engeli bulunan insanların kamuda istihdamı noktasında ortaya konan azim ve kararlılık sadece Türkiye’nin kendi geçmişinin değil bir çok dünya ülkesinin çok ilerisindedir. Fakat, istihdam süreci sonrasında kamu hizmetlerinin sunum aşamasında, kamu hizmeti sunma sorumluluğu noktasında engeli bulunan bireylere yönelik pozitif ayırımcılık düzenleme ve uygulamalarında aynı azim ve kararlılık ortaya konamamıştır.
Engeli bulanan bireylere yönelik bakışın merhametten adalete evrilmesine yönelik bütün çabaları, çalışmaları, arayışları değerli buluyoruz. İnsanın hayatını kolaylaştıran, hayatla temasını artıran, hayatın içine katan yaklaşımların engeli bulunan bireyler noktasında pozitif ayırımcılık içermesi, “ihsan” olarak değil “önce insan” bakışından beslenen “irfan” kapsamında değerlendirilmelidir.
Engeli bulunan bireylerin istihdamında kamunun öncülük yapmaya devam etmesi yanında çalışma şartlarında, kariyer imkanlarında, mali, sosyal ve özlük haklarında da öncülük yapma sorumluluğu yüklenmesi gerektiğini ifade ediyoruz.
“Yeniden Büyük Türkiye” hedefini gerçekleştirme kararlılığının toplum sözleşmesi hükmüne de sahip olacağına inandığımız “Yeni Anayasa”, Türkiye’nin ve milletimizin engeli bulunan bireylere yönelik medeniyetimizin bakışını yansıtacak hükümler içermelidir. Bu kapsamda, Yeni Anayasa çalışmalarında engeli bulunan bireylerin görüş ve önerilerini yansıtacak katkı ve katılım süreçleri mutlaka oluşturulmalıdır. Mevcut Anayasa’nın devletin ve kamu idaresinin engeli bulunan bireylere yönelik ödevlerine ilişkin hükümlerinde yer verilen “ imkanlar ölçüsünde” sınırlaması, Yeni Anayasa’da kesinlikle olmamalıdır. Kamu hizmetlerinin sunumunda işaret dilinin, görme engellilere yönelik hizmete erişim imkan ve fırsatlarını arttıracak sesli uyarı/bilgilendirme hizmeti, anayasal hak olarak Yeni Anayasada yer almalıdır. Bütün engel türlerini kapsayacak şekilde Eğitim, Sağlık, İstihdam, Spor, Sosyal Hayata Katılım, Kamu Hizmetlerine Erişim konularında, engeli bulunan bireyleri dikkate alan yaklaşım ve felsefe Yeni Anayasa’ya hakim olmalıdır. Kamu personel sisteminde, mevzuatında ve kamu personeli uygulamalarında engeli bulunan bireylere yönelik “engeliniz var, kariyer yapmanıza, liyakatinizi artırmaya engel yok” anlayışı eksiksiz bir biçimde hayata geçirilmelidir.
Bu anlayışla, unvan değişikliği ve görevde yükselme uygulamalarında engeli bulunan kamu görevlilerine mahsus kontenjan ve duyuru yöntemine ilgili mevzuatta yer verilmelidir.
Bu kapsamda,
- Engeli bulunan kamu görevlilerine derece yükselmelerinin iki yılda bir yapılması,
- Hizmet süresi 10 yıl olan engeli bulunan kamu görevlilerinin, (derece ve kademe sınırlaması olmaksızın) yeşil pasaport hakkından yararlandırılması,
- Engellilere, Hac ve Umre ibadetlerinde refakatçileri ile birlikte %50 indirim sağlanması,
- Engellilerin, motorlu taşıt alımlarında KDV’den muaf tutulması,
-Yerel yönetimlerin engelliler için tahsis edilen ücretsiz park alanlarının dolu olması halinde diğer alanlarda da engellilerin ücretsiz yararlanmasının sağlanması konusunda kolaylık göstermesi,
- Engellilerin hayatını kolaylaştıracak, kullandıkları materyallerin vergiden muaf olması engeli ile ilgili tedavilerinde engelliden muayene ve ilaç katılım bedelinin alınmaması,
- Emekliliğe hak kazanan engelli çalışanın emekli aylığı tutarı ile emekli ikramiyesinin -hizmet süresine bakılmaksızın- 25 yıl üzerinden hesaplanması, (25 yıldan fazla hizmeti olanlar için fiilen çalıştıkları süre dikkate alınmalı)
- Engelli Kamu Görevlilerine bağlanacak emekli aylığının en son almakta olduğu maaşın %85'inden az olmaması,
- 3 Aralık Dünya Engelliler günü, 10-16 Mayıs Engelliler haftası ve hava muhalefeti nedeniyle tatil edilen günlerde özel sektörde çalışan engellilerinde izinli sayılması,
pozitif ayırımcılık kapsamında, engeli bulunan kamu görevlilerine yönelik yeni haklar olarak kamu personel mevzuatına ve sistemine dahil edilmelidir.
Dünya Engelliler Gününün, engeli bulunan bireylerin, engeli bulunan kamu görevlilerinin daha iyi şartlarda yaşaması, insan onuruna uygun çalışma şartlarına sahip olması, pozitif ayırımcılık zemininde beklentilerinin karşılanması noktasında yeni bir milatın oluşmasına kapı aralamasını temenni ediyoruz” diyerek katılan herkese teşekkür etti.
Muğla Memur-Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Aytaç YALÇIN’ın konuşmasının ardından, Memur-Sen Muğla İl Temsilcisi Önder Uçak’ın “Aslolan vicdanlardaki engellerin kaldırılmasıdır. En büyük engelbirlikte yaşamayı bilmemek, birlikte yaşamayı öğrenmemektir. Birlikte yaşamayı öğrenmek ve öğretmek için Memur-Sen ailesi olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Katılımınız için teşekkür ederiz. Sizlerle olmaktan onur duyduk. ” Sözleri, iyi dilek ve temennileri ile program sona erdi.