Eğitim-Bir-Sen Muğla Şubemizin düzenlediği Teşkilat Buluşması programına Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcımız Ramazan ÇAKIRCI, Şube Başkanımız Önder UÇAK, İl Milli Eğitim Müdürü Pervin TÖRE, Şube Yönetimimiz, İlçe Temsilcilerimiz, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İş Yeri Temsilcilerimiz, Üyelerimiz ve davetliler katıldı.
ÇAKIRCI, tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlayarak konuşmasına başladı.
ÇAKIRCI: Eğitim çalışanlarının sorunları ivedi olarak çözüme kavuşturulmalıdır
“Bugün en önemli gündemimiz şiddet fakat tek sorunumuz şiddet değil. Devasa ve dinamik bir yapı olan eğitim camiasının pek çok sorunu bulunmaktadır” diyen ÇAKIRCI, “Yaptığımız açıklamalar ve çağrılar neticesinde Millî Eğitim Bakanlığı’nın ‘Şiddet Sıfır, Öğretmenler Pekiyi’ sloganıyla atmış olduğu adımı başlangıç açısından yerinde; eğitim çalışanlarına karşı, her türlü şiddete veya tehdide başvuran kişilere yönelik Türk Ceza Kanunu’nda ve ilgili mevzuatta yeni yasal düzenleme yapılması için bakanlıklar arasında iş birliği başlatmasını önemli ve gerekli buluyoruz. Buradan hükûmete, TBMM’ye, siyasi partilere çağrıda bulunuyoruz. Gündemimiz net, hedefimiz tektir. Eğitimciler olarak sesimizin duyulmasını, mesajlarımızın alınmasını, şiddete çözümün artık ertelenmemesini, mesleğimizin daha fazla örselenmemesini istiyoruz” dedi.
Eğitimcinin konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirler alınmalıdır
Sendika olarak yaptıkları araştırmada, son iki yılın fotoğrafının bile şiddet olaylarının nasıl giderek tırmandığını ve yaşananların ne kadar vahim olduğunu gösterdiğini dile getiren ÇAKIRCI, “Eylül 2017’den bugüne resmî eğitim kurumlarında 94 öğretmen ve eğitim çalışanı değişen tür ve düzeyde şiddet içerikli eyleme maruz kalmıştır. Şiddet eylemlerinin yüzde 78’i adli soruşturmaya konu edilmiştir. Bu eylemlerin yüzde 58’inin adli soruşturma ve kovuşturma süreci devam etmektedir. Sadece üç vakada tutuklama kararı verilerek sanık/sanıklar tutuklu yargılanmıştır. Sonuçlanan kamu davalarında sadece 5 vakada mahkûmiyet kararı verilmiş, tamamında adli para cezasına hükmedilmiştir. Araştırma bulguları, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin, bireysel eylemler olmaktan çıkıp yaygın bir sorun hâline geldiğini ortaya koymaktadır. Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan toplumsal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir. Şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimciler bugün maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Eğitimcinin itibarını daha da artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri artık almak zorundayız. İşte tam da burada meslek kanununa ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğu açığa çıkmaktadır. Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır. Bunun için, yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim camiası, siyasiler, mülki idareler, aydınlar, gazeteciler, aileler bu konuda büyük bir aile olduğumuz şuuru ve duyarlılığı ile sorumlu davranmalıdır. Herkesi ilgilendiren, herkesin ilgili olduğu bir meselede, toplumsal duyarlılık bilinci ve farkındalık oluşturmak için herkesin yapacağı bir şey mutlaka vardır, olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Kalıcı önlemler alınmazsa yarın çok geç olabilir
Eğitim merkezli düzenlemelerin ciddi bir duyarlılık ve sorumlulukla yeniden tanzim edilmesi gerektiğini vurgulayan ÇAKIRCI, “Öğretmenlik mesleğine itibar kazandırılmalı, eğitim çalışanlarımız saldırılara açık, korumasız, korunaksız, güvensiz bırakılmamalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, bu husus da göz önünde bulundurularak hazırlanmalı ve bir an önce hayata geçirilmelidir. Çocuklarımızı, umudumuzu, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz her bakımdan korunmalı, etkinleştirilmelidir. Bu kapsamda, değerler eğitimi, aileyi de içine alacak şekilde ve sosyal çevrenin öğrenci üzerindeki muhtemel negatif etkilerinden arındıracak kapsamda yeniden ele alınmalıdır. Çünkü eğer kalıcı önlemler alınmazsa yarın çok geç olabilir” diye konuştu.
UÇAK: Yasakların kaldırılmasında katkımız, kazanımların altında imzamız var
27 yıllık sendikal yolculuklarında, özlük ve özgürlük mücadelelerinde pek çok kazanım elde ettiklerine dikkat çeken UÇAK, şunları kaydetti: “Vesayeti deşifre ettik, darbe dönemlerinin uygulamalarının, izlerinin silinmesini, başörtüsü başta olmak üzere, birçok yasağın kaldırılmasını sağladık. Kaldırımın taşıyla, esnafın camıyla sorunu olanların aksine sendikacılığa yeni bir soluk getirdik. Cam çerçeve indirmek, ortalığı savaş alanına çevirmedik. Gerektiğinde alanlara çıktık, sorunları alt alta sıralamakla yetinmedik, çözüm önerileri sunduk ve her zaman çözümün takipçisi olduk. Sizler biliyorsunuz, onun için kazanımlarımızı tekrarlamayacağım ama birkaçını da hatırlatmadan geçemeyeceğim. Millî Güvenlik Dersi’nin müfredattan, apoletin sınıftan çıkarılmasında, nöbet ücretinin gelmesinde, ek ders ücretinin artmasında, sınav ücretlerinde adaletsizliğin son bulmasında terimiz var. 4/C’nin son bulması, sözleşmelilerin kadroya alınması çıkardığımız güçlü sesin, yaptığımız eylemlerin sonucudur. 28 Şubat kararlarının çöpe atılmasında, başörtüsü yasağının sona ermesinde, katsayı engelinin kaldırılmasında, 15 Temmuz ihanetinin püskürtülmesinde de terimiz, emeğimiz ve imzamız var.”
Yardımcı hizmetler, genel idare ve teknik hizmetler sınıfı çalışanlarının özlük haklarında iyileştirme yapılmalıdır
“Yardımcı hizmetler, genel idare hizmetleri ve teknik hizmetler sınıfı eğitim sisteminin tamamlayıcı değil, ana unsurlarıdır” diyen UÇAK, “Eğitim-öğretim faaliyetinin verimli ve nitelikli bir şekilde sürdürülmesinde emekleri ve hakları inkâr edilemeyecek şef, memur, hizmetli ve diğer kadrolarda görev yapan eğitim çalışanlarının özlük haklarının yetersizliği göz önünde tutulmalı, daha verimli bir kamu hizmeti için özlük haklarında mutlaka iyileştirme yapılmalıdır. Yardımcı hizmet sınıfı çalışanlarının görev tanımlarında belirsizlik giderilmelidir” değerlendirmesinde bulundu.
Başkan UÇAK konuşmasına “Nesiller Değişse de, Öğretmenin Değeri Değişmez” Emeğinin kıymetinin bilindiği öğretmenler günlerine ulaşmak temennisiyle, Öğretmenler Günümüz Kutlu Olsun " sözlerine son verdi.