Muğla 1 Şubesi

Ortaca Teşkilatımızla Kahvaltıda Bir Araya Geldik

Eğitim-Bir-Sen Ortaca İlçesinde Üyelerimizle Buluştu

Eğitim-Bir-Sen Muğla Şube Başkanımız Önder UÇAK ve beraberinde bulunan yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Eğitim-Bir-Sen Ortaca İlçe Temsilciliği tarafından düzenlenen kahvaltıda üyeler ile bir araya geldi. Eğitim-Bir-Sen Ortaca İlçe Temsilcisi Mehmet Ali TOP açılış konuşmasında organizasyona katılan üyelere katılımlarından dolayı teşekkür ederek selamlama konuşmasını gerçekleştirdi.

Sınıfta akıtılan ter, öğretmenin performansının en büyük göstergesidir

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Önder UÇAK, öğretmen performans değerlendirmesi uygulamasına tepki göstererek, “Sınıfta akıtılan ter, öğretmenin performansının en büyük göstergesidir. Yapılması gereken, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin çalışma şartlarını iyileştirmek, hayat standartlarını yükseltmek ve diğer sorunlarını çözmek olmalıdır. Eğitim çalışanlarının moral ve motivasyonlarını bozacak uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir” dedi.

Yanlışları söyleyen, sorunları tespit etmekle yetinmeyerek çözüme dair öneriler sunan, sorunların çözümünü sağlayan, kazanım elde eden bir teşkilat olduklarını belirten UÇAK, “Her daim alandayız. Eğitim çalışanlarının sıkıntılarını biliyoruz. Sorunlarının çözümü için ter akıtıyoruz. Bu konuda kayda değer bir mesafe de katettik. Ancak hâlâ çözüme kavuşturulmayı bekleyen birçok sorunumuz var. Bu sorunları yetkililere iletiyor, çözüme ilişkin önerilerimizi dile getiriyor ve bütün bunları hem kamuoyuyla hem de bakanlıkla paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Sürekli sınavdan geçiyoruz

“Öğrenciliğe başladığımızdan bu yana sürekli sınavdan geçiyoruz. Bütün sınavları başarıyla geçiyoruz ama hâlâ sınav getiriliyor önümüze” diyen UÇAK, “Öğretmenin kusuru yok, kusur eğitim politikalarından kaynaklanıyor. Öğretmen kadar denetlenebilir başka bir mekanizma yok. Bu nedenle, performans gibi göreceli, herhangi bir ölçü temeline dayanmayan ve kişilerin keyfi bir şekilde puanlama yapmasına son derece müsait bir uygulamaya karşıyız. Sınıfta ter akıtan bir öğretmeni çalışmadığı iddiasıyla yaftalamak yerine fedakârlığı ve başarısı görülmeyen öğretmenleri ödüllendirmek daha iyi bir kamu hizmetinin anahtarıdır. Öğretmen performans değerlendirmesiyle ilgili pilot uygulama başlatıldı. Biz de eylem kararı aldık. Bütün öğretmenlere yüz verelim, dememizin üç temel nedeni var. Birincisi, bu sistemin istenildiği gibi puanlamaya müsait olduğunun gösterilmesi; ikincisi, eğer benim öğretmenime bir değer biçilecekse bu tam puandır. Üçüncüsü de, bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir, böyle bir seçicilik olamaz. Bu sistemin hayata geçirilmemesi için elimizden geleni yapacağız. Sınıfta akıtılan ter, öğretmenin performansının en büyük göstergesidir” ifadelerini kullandı.

Eğitimde yapılması gereken çok şey olduğunu vurgulayan UÇAK, “Öncelikle yapılması gereken, çocuklarımızın geleceğini pedagojik olarak dikkate almak ve onları emsalleri ile yarışır hale getirmektir. Bununla birlikte, çocuklarımıza vereceğimiz diğer konular, memleket sevgisi, kendi insanını sevmesi ve insanlığın geleceğine sunacağı katkıdır. Bunun dışında, çocuklarımızı herhangi bir dönüşüm projesinin parçası hâline getirmek, ideolojik bir dayatmayı insanımıza ve çocuklarımıza rastgele yüklemek istenilen neticeyi vermeyecektir” diye konuştu.

Yan yana durmaya, omuz omuza yürümeye devam edeceğiz

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Önder UÇAK, örgütlenmenin önemine vurgu yaparak, şöyle konuştu: “Teşkilatlarımızla buluşuyor, eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm bulmak için istişarelerde bulunuyoruz. Okullarda, kurumlarda ve sosyal faaliyetlerde üyelerimizle birlikteyiz. Yan yana durmanın, omuz omuza yürümenin ne kadar önemli olduğunu 28 Şubat sürecinde, 15 Temmuz’da gördük. Kazanımlarımız, örgütlü gücümüzün eseridir. Bu gücümüze güç katmak, sorunlarımızın çözümünü hızlandırmak, yeni sorunlara yol açan uygulamaların önüne geçmek, mevcut kazanımlarımıza yenilerini eklemek, mağdur ve mazlumların sesini daha çok duyurmak, haksızlıklara, hukuksuzluklara dur demek için daha çok çalışmamız, hem nicelik hem de nitelik olarak daha da büyümemiz gerektiğinin farkındayız. Bunun için durup dinlenmeden, rehavete kapılmadan, manipülatörlerin oyununa gelmeden, asla ümitsizliğe düşmeden, ilk günkü heyecanla, şevk ve azimle çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Bizler, bulunduğumuz konumla yetinmeyen, daha iyisi, güzeli için çaba harcayan bir sendikayız. Onun için yetkiliyiz, kazanımların adresi, mazlum ve mağdurların sesiyiz.”

Yeni personel alımı tercihinde mülakat uygulaması yerine adil bir istihdam modeline yeniden dönülmelidir

Mülakatla öğretmen atamasının vicdanları rahatsız ettiğini kaydeden UÇAK, “Tek başına sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir problem iken, atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, yıllarca emek vererek okumuş ve birçok yazılı sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca bir kaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Kamuya az sayıda personel alımında uygulanan mülakat ve üç katı kuralının, Millî Eğitim gibi, bir defada birkaç bin alım yapan bir kuruma uygulanması mümkün değildir. Nitekim bu yanlış uygulama, bugüne kadar, atanan öğretmen sayısının iki katı tutarında devlete, Bakanlığa küskün ve toplumdan dışlanma tehlikesi yaşayan bir mağdur kitlesi oluşturmuştur. Yeni personel alımı tercihinde, mülakat uygulaması yerine adil bir istihdam modeline yeniden dönülmelidir” şeklinde konuştu.

Kamu görevlileri tehdit değil motive edici teklif bekliyor

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapılması konusunun sık sık gündeme getirilmesini eleştiren UÇAK, “Mezkûr kanunda şimdiye kadar onlarca değişiklik yapılmıştır. Amaç, iş güvencesini kaldırmaksa, bu işin götürüsü getirisinden fazla olur. Bürokratik işleyişin sağlıklı olmadığını, sorunun bu noktada olduğunu görmek gerekiyor. Devletin güvencesi olan kamu görevlilerini iş güvencesi üzerinden tehdit etmek, hantallığın sorumluluğunu, verilen işi yapmakla yükümlü olan memurlara yıkmak, onları günah keçisi yapmak doğru değildir ve kimseye bir şey de kazandırmaz. Yetkililer, bu konuyu, temcit pilavı gibi kamu görevlilerinin önüne koymaktan vazgeçmelidir” diye konuştu.

Toplu gülüşme’den toplu sözleşmeye geçişi sağlayan biziz

2001 yılından bugüne kadar sendikaların memurlar adına birçok defa masaya oturduğuna dikkat çeken UÇAK, “Bizden önce 9 kez toplu görüşme adı altında hükûmetlerle toplu gülüşme masaları kuruldu. Buna şiddetle karşı çıkarak, ‘Masanın masa olması için yasanın da yasa olması gerekir’ dedik. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun toplu görüşmeden toplu sözleşmeye geçişinin zeminini 2010 referandumundan önce hazırladık ve referandumda ‘evet’ çıkması için elimizi taşın altına koyduk. 9 kez masaya oturup da eli boş kalkanlar ise, Türkiye’de sendikacılığın kaderini değiştirecek ve yeni bir yol açacak Anayasa değişikliğine ‘hayır’ oyu verdiler ve sendikacılığa o gün ihanet ettiler” diye konuştu.

Tecrübelerimiz geleceği aydınlatmaya yeter de artar

Kuruldukları günden beri, millî iradenin vesayetten arındırılması, Türkiye’nin ‘yasaklar ülkesi’ ayıbından kurtulması, kamu görevlilerinin insanca bir hayat standardına erişmesi, kronik hâle gelen sorunların çözüme kavuşturulması için mücadele verdiklerini kaydeden UÇAK, “Çünkü geçmişte neyin ne olduğunu öğrenmiş, yaşamış, bedelini ödemiş bir kitleyiz. 1992 yılından bugüne kadar birçok badire atlattık, sıkıntı çektik, haksızlığa uğradık, bedeller ödedik. Darbeler oldu, biz mağdur olduk. 28 Şubat oldu, biz bedel ödedik. Gezi süreci oldu, biz hedef alındık. 15 Temmuz oldu, meydanlara ilk çıkması gereken bizdik. Başörtüsü yasağı uygulandı, yine kurbanları biz verdik. Bu nedenle, hep teyakkuza geçmek zorundayız. Tecrübelerimiz geleceği aydınlatmaya yeter de artar diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

UÇAK konuşmasına Kurumsal sorumluluk bilinciyle etki ve yetki alanımızı büyütmek için alanlarda, meydanlarda mücadelemize devam ediyoruz. Medeniyet sendikacılığının, akademik hizmet sendikacılığının, merhamet sendikacılığının, zulme direniş sendikacılığının kimliğine sahip, marka olan Eğitim-Bir-Sen’i; Muğla'da tüm eğitim çalışanlarına anlatıyoruz. Dünyada ve ülkemizde yaşanan olaylara gerekli reaksiyonu gösteriyor, aynı sorumluluğu taşıdığımız sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirerek sesimizin ve sözümüzün etkisini artırıyoruz. Muğla’da en büyük sendika olarak, tüm sendika yöneticilerimizle sürekli alanlardayız. Eğitim çalışanlarının sorunlarına çare olmak adına okullarda, kurumlarda ve aynı zamanda sosyal faaliyetlerde üyelerimizle birlikteyiz. Bu sebeple, rakip sendikaların üye kaybı ile her geçen gün erimeleri karşısında, üye sayımızı artırmaya devam ediyoruz. Sendikamızı, Eğitim-Bir-Sen’i gönüllerde de zirvede tutmanın bilinciyle çalışmalarımızı sürdüreceğimizi bir kez daha belirtmek istiyorum diyerek konuştu.

Eğitim-Bir-Sen Muğla Şube Başkanı Önder UÇAK, Ortaca İlçe Temsilciliğimizin düzenlemiş olduğu programa katılan dava arkadaşlarımıza, tüm dostlara ve siz Eğitim-Bir-Sen sevdalılarına teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyor,  ALLAH’a emanet ediyorum diyerek sözlerine son verdi.