Muğla 1 Şubesi

Her zaman olduğu gibi, bugün de istikrar, istikbal, istiklal diyoruz

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, sorunların çözümü noktasında sorumluluk aldıklarını, kararlılıkla mücadele verdiklerini ifade ederek, “Hedefimiz, insani değerler ışığında yaşanabilir bir dünyayı yeniden oluşturabilmektir. Bunu başarmak için, her türlü düzenbazlıkla mücadele etmeli, tehdit ve şantajdan çekinmemeli, kararlılıkla, doğru bildiğimiz yolda korkmadan yürümeye devam etmeliyiz. Adaletin tesisi için bu bir insanlık borcudur” dedi.

Yozgat, Manisa ve Kütahya’da düzenlenen programlarda konuşan Latif Selvi, büyük bir sendikacılık başarısı gösterdiklerini belirterek, “Türkiye, Memur-Sen ile Avrupa’da sendikalaşmada 1 numaraya yerleşmiştir. Dünyada rekabetin olduğu bir ortamda bütün hizmet kollarında yetkili başka bir konfederasyon yok. Bunun da başarı öyküsünü yazan Memur-Sen teşkilatlarıdır” şeklinde konuştu.



 

Vaatlerin yerine getirilmesini, beklentilerin karşılanmasını bekliyoruz

Memur-Sen’in kamudaki yasakları, sınırlamaları, dayatmaları hedef alan, yasakçı zihniyetle mücadeleyi kuşanan farklı, iddialı, güçlü bir sendikal duruşu esas aldığını kaydeden Selvi, şöyle devam etti: “Toplu sözleşme masasında çözemediğimiz sorunları her fırsatta gündeme taşıyoruz. Toplu sözleşme düzenindeki sorunların giderilmesini, kamu görevlilerine siyaset ve grev hakkının tanınmasını istiyoruz. Mülakat sisteminin kaldırılması, sözleşmelilerin kadroya alınması gibi onlarca sorunun takipçisiyiz. Kamu görevlilerinin ek göstergelerinin artırılmasına ilişkin vaadi önemsiyoruz. Bunun en kısa sürede ve en geniş kapsamla ve beklentileri karşılayan oranlarla hayata geçirilmesini bekliyoruz. Biz hep hakkın, adaletin, milletin, Türkiye’nin, ümmetin yanında durduk. Millete hizmet, hakka hizmet fikrinin yanında yürüdük. Bizimle aynı ufka, aynı geleceğe bakan, aynı istikamette yol alanlarla yürüyeceğiz. Her zaman olduğu gibi, bugün de istikrar, istikbal, istiklal diyoruz.”



 

‘Böyle gelmiş böyle gider’ anlayışını kabullenmeyiz

Kapitalist sistemin çarpıklıklarına da dikkat çeken Selvi, “Sistemin yürütücüleri, güçlünün hâkimiyetinin doğallığını esas alan, sınıflandırıcı bir anlayışa; çatışmacı, güçlüden, zenginden, yönetenden yana tahakküm alanları oluşturan, insanı bir eşyadan, bitkiden, herhangi bir canlıdan farklı görmeyen bir anlayışa sahip oldukları için yeryüzünün en büyük kölelik sistemini kurdular, koloniler oluşturdular. Bunu da, demokrasi, hürriyet, adalet, insan hakları gibi kavramları kullanarak gerçekleştirdiler. Maalesef yedi milyarın üzerindeki insanlık ailesi; piramidin zirvesinde güçlü ekonomik imkâna sahip olan sınırlı kitlenin refahı, mutluluğu ve onların seçkinci güdülerini tatmin etmesini, semirmesini doğal sayarak hizmet etmeye mahkûm edildi. Milyarlarca insan, elitist küresel güçlerin çıkarlarına katkıda bulunduğu kadar bir hayat alanı buldu. Küresel güçlerin beklentisi ve isteği ise, bu durumu kanıksamamız, ‘böyle gelmiş böyle gider’ anlayışını kabullenmemizdir” diye konuştu.


 

Dünyada bir milyar insan günde bir dolarla geçinirken, zenginlerin, aşırı yoksul bir milyar insandan yaklaşık 38 bin kat fazla gelire sahip olduğunu dile getiren Selvi, günde binlerce insanın açlıktan öldüğünü, bu tablonun, uygulama kusurlarından değil, zihniyet sorunlarından kaynaklandığını söyledi.



 

Doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz

“O halde insani hayat standardını herkes için gözeten, güvenli bir gelire kavuşturan bir anlayışla dünyayı yaşanabilir hale getirmek en önemli insanlık görevi olmalıdır” diyen Selvi, “Bunu başarmanın en önemli mücadele ortamı, taban örgütlülüğümüzü güçlendirmek ve sendikalaşmaktır. Bizler kötü gidişata dur demek için sorumluluk almaktan kaçınmadan, kararlılıkla bu mücadeleyi vermek zorundayız. Hedefimiz, insani değerler ışığında yaşanabilir bir dünyayı yeniden oluşturabilmektir. Bunu başarmak için, her türlü düzenbazlıkla mücadele etmeli, tehdit ve şantajdan çekinmemeli, kararlılıkla, doğru bildiğimiz yolda korkmadan yürümeye devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.